Page 36 - çok okuyan çok gezer
P. 36

ÇOK OKUYAN ÇOK GEZER






























        ŞEHR-İ AŞK İSTANBUL                                                                                                                                           için 90’lı yaşlarında katıldığı ikinci İstanbul kuşat-
               Adına  kitaplar  yazılan,  şiirler  söylenen,  masında vefat etmiş. Mezarı ise ancak İstanbul
        filmler çekilen şehir. Sinesine milyonlarca insanı  fetholduktan sonra bulunmuş ve Fatih tarafından
        çekip besleyen, büyüten koca bir çınar. Uğruna  türbe  yapılmış.  Camiyi  gezdikten  sonra  Pierre
        can verip can verilen ata yadigarı. Peygamberin  Loti  Tepesi’ne  doğru  yola  çıkıyoruz.  Halk  ara-
        kutlu müjdesi İstanbul…                               sında Haliç’in en güzel seyredebildiği yer olarak
               İstanbul anlatmakla bitmeyecek derecede  geçiyor. Tepeye çıkınca bunun doğru olduğunu
        koca ve büyük bir şehir. Her sokak başında tari-      anlıyorsunuz.  Yamaçlarında  bulunan  mezarlar
        he tanıklık etmek mümkün. Nedenini mi soruyor-        ölümün soğuk nefesini ensenizde hissetmenize
        sunuz? Çünkü her kral, her imparator, her padi-       neden oluyor.
        şah İstanbul’a kendinden bir şey katmak istemiş.             Pierre Loti’yi de gezdikten sonra gezinin
        Kimisi cami yaptırmış, kimisi kilise, kimisi dikili-  ilk günü sona eriyor. Geriye kalan vaktimizde din-
        taşlar, kimisi ise tılsımlı olduğuna inanılan sütün.  lenmek üzere evimize çekiliyoruz. Ertesi sabah
        Uzun lafın kısası herkes kendinden bir parça bı-      Topkapı Sarayı’na gitmek üzere yola çıkıyoruz,
        rakmış İstanbul’a. İstanbul hakkında kısa bir özet  trafik yine her zamanki gibi sıkışık tabi. Vardığı-
        geçtiğimize göre hikâyeye en baştan yani yolcu-       mızda ise muazzam bir kalabalığın bizi bekledi-
        luk gününden başlayalım.                              ğini görüyoruz. Her milletten insan saraya giriş
               Yakın zamanda Adıyaman’dan İstanbul’a  yapabilmek için uzun bir sıraya girmek zorunda,
        20  saatlik  uzun  bir  yolculuğa  çıktık.  Dile  kolay  tabi biz de öyle. Nihayet saraya giriş yaptığımız-
        20 saat insana eziyet gibi geliyor değil mi? As-      da gerçekten bu kadar beklediğimize değdiğini
        lında hiç de öyle değil. İnsanoğlu işte. Yanında  anlıyoruz.  Sarayın  dört  avlusunu  da  gezerken
        konuşacak biri olunca değil 20 saat 20 gün bile  tarihe  tekrardan  tanıklık  ediyoruz.  Kutsal  ema-
        katlanılabiliyor. Yolculuğun ilk saatleri geride kal-  netleri görmek üzere rehberimizle beraber yürü-
        dığında herkesin üzerindeki çekingenlik etkisini  meye  devam  ediyoruz. Ama  ne  yazık  ki  kutsal
        yitirmeye  başlıyor.  Yolcululuk  esnasında  halay-   emanetleri  görmeye  vaktimiz  kalmıyor.  Boğaz
        lar, insanı içine çeken koyu sohbetler, türlü tür-    turu  yapacağımız  araca  binmek  üzere  Topka-
        lü  oyunlar  yolculuğu  eziyet  olmaktan  çıkartıyor  pı Sarayından yola çıkıyoruz. Boğazı gezerken
        hatta yolculuğun biteceği için üzülmeye başlıyor-     aynı anda hem Anadolu hem de Avrupa yakasını
        sunuz.  20  saatlik  yolcuğun  ardından  İstanbul’a  izleme şansı buluyorsunuz bu aynı anda iki dün-
        giriş yaparken bizi ilk olarak heybetli binalar kar-  yaya bakmak gibi bir şey...
        şılıyor. Otuz dakikalık yolun ardından iki günlük  Boğaz yolculuğunuz biterken neden buraya Dün-
        evimiz olacak yere ulaşıyoruz.                        yanın Başkenti denildiğini anlıyorsunuz.
               Ertesi  sabah  Müslümanların  ikinci  Kâbe
        olarak da bilip hürmet ettiği camiyi ziyaret etme-    SAMET ÇAĞLAYAN
        ye gidiyoruz. Cami içerisine ilk girdiğinizde ken-    SAFVAN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
        dinizi çok farklı duygular içerisinde bulabilirsiniz.
        Peygamberin kutlu müjdesine mazhar olabilmek
        36
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41