Page 76 - çok okuyan çok gezer
P. 76

ÇOK OKUYAN ÇOK GEZER
        TÜM ZAMANLARIN BAŞKENTİ                               2020 yılında ise tekrardan cami olarak hizmet
               Adıyaman İl Milli Eğitim tarafından dü- vermeye başlar. 32 metrelik kubbesiyle dünya-
        zenlenen  “Çok  Okuyan  Çok  Gezer”  proje- da ilk ve tek olma özelliğini korumakta. Ayasof-
        si  kapsamında  İstanbul’a  gittik.  İlk  durağımız  ya’yı görünce milletimizin farklı dinlere mensup
        Eyüp  Sultan  Camisi  oldu.  Fatih’in  İstanbul’u  insanlara  ne  kadar  saygılı  olduklarını  bir  kez
        fethinden sonra Eyüp Sultan Hazretlerinin na- daha  anladım.  Çünkü  haç  işaretleri,  Meryem
        aşı bulunur ve sonrasında buraya bir türbe ve  Ana ve İsa mozaikleri olduğu gibi duruyordu.
        cami yaptırılır. Minareleri, kubbeleri, çinileri ve  Hıristiyan  olsun  Müslüman  olsun  onlarca  kişi
        kapıları ile mükemmel bir camiydi. İşçilikler ve  burada dua ediyordu. Kubbelerin boyanmasın-
        detaylar göz dolduruyordu. Eyüp Sultan Cami- dan, mermer sütunların işlemesine kadar hay-
        si’nin  ardından  yeni  durağımız  Pierre  Loti’ye  ranlık uyandıran bir yapıydı.
        geçtik.Burada  Necip  Fazıl  gibi  değerli  şairle-          Gezinin  ikinci  günü  Topkapı  Sarayı’nı
        rimiz,  Fevzi  Çakmak  gibi  kahramanlarımızın  ziyaret  ettik.  Sarayın  önünde  inanılmaz  bir
        naaşları bulunmaktaydı. Pierre Loti’nin manza- kalabalık vardı. Yerli olsun yabancı olsun yüz-
        rası sorulursa tek kelimeyle nefis derim. Şehir  lerce  turist  meraklı  gözlerle  etrafı  süzüyordu.
        ayaklarımızın altındaydı sanki.                       Topkapı Sarayı’na girerken ilk olarakBab-ı Hü-
        Bir sonraki mekânımız, At Meydanı ve çevre- mayundan yani “Hükümdar Kapısı”ndan geç-
        siydi.  Bu  meydanda  ilk  olarak  Sultan  Ahmet  tik. Girişin hemen yan tarafında Fatih’in yap-
        Camisi’ne gittik. Camide büyük bir restorasyon  tırdığı Aya İrini Kilisesi vardı. Biraz ilerleyince
        çalışması vardı. Yine de kubbesi ve vitrayları  divan ve müze kısımlarını gördük. Müze, Ka-
        ile “Ben buradayım!” diye bağırıyordu. At Mey- şıkçı Elması ve hükümdarlara ait birçok değerli
        danı’nda “Dikili Taşlar” da vardı. İki tanesi çok  eşyanın sergilendiği harika bir yerdi. Topkapı
        dikkat  çekiciydi.  Yaklaşık  20  metre  uzunluğa  Sarayı’nı gezerken insan “Buradan bir zaman-
        sahiplerdi. Birisi bulunduğu yerde inşa edilmiş.  lar  padişahlar  geçiyormuş.  Suçlular  cezalan-
        Diğeri ise Mısır’da inşa edilip 23 günde İstan- dırılıyormuş.  Sultanlar  gezintiler  yapıyormuş.
        bul’a getirilmiş. Normalde 30 metre yüksekliğe  Öğrenciler Enderun’da eğitim alıyormuş.” diye
        sahipmiş. Fakat İstanbul’a getirilirken yaklaşık  düşünmeden  edemiyor.  Hal  böyle  olunca  ta-
        12 metrelik kısmı kırılmış. Bu yüzden şu anki  rihte kısa bir yolculuğa çıkmış oluyoruz. Sanki
        yüksekliği yaklaşık 18 metre. Üzerinde Mısır- o döneme gidip o zamanlarda yaşıyoruz. Bu,
        lılara ait hiyeroglif yazısı vardı. Tek parça olan  gerçekten ilginç ve heyecan verici bir his.
        bu uzun taşın nasıl dikildiğini düşününce insan  Topkapı Sarayı’ndan ayrıldıktan sonra Sultan
        hayret  etmekten  kendini  alamıyor. Aynı  mey- Gazi’ye  geçtik.  Sırada“Boğaz  Gezisi”vardı.
        danda Alman Çeşmesi adlı birçeşme de var- Sultan  Gazi  Belediye  Başkanı  hemşerimizdi.
        dı. Bu çeşmeyi Alman Kralı yaptırıp II. Abdül- Bize İstanbul’un tarihi hakkında bilgi verdi. Gü-
        hamit’e hediye etmiş. Üzerinde Alman Kralına  zel  temennilerde  bulundu.  Boğaz’ı  gezerken
        ve II. Abdülhamit’e ait semboller bulunuyordu.  birçok tarihi mekânı görme fırsatı bulduk. Her
        Oldukça gösterişli bir yapıydı.                       üç  köprünün  de  altından  geçtik.  Denizin  tuz-
        Bir sonraki mekân İbrahim Paşa Sarayı idi. Bu  lu ve köpüklü sularını yara yara ilerlemek çok
        saray İbrahim Paşa’nın Kanuni’nin kız karde- keyifliydi. Hareketli ama bir o kadar da sakin-
        şi Hatice Sultan ile evlenmesi sonucu Kanuni  leştirici bir turdu. Son olarak Galataport’a gittik.
        tarafından bu çifte hediye edilmiş. Topkapı Sa- Burada İstanbul Vali Yardımcısı bizi ziyaret etti.
        rayı kadar olmasa da oldukça büyük ve gös- Mağazaları gezdik. Sahilde yürüdük. Gezimiz
        terişli bir saraydı. Burası şu anda müze olarak  böylece  son  buldu.  Otobüslere  dağıldıktan
        kullanılıyor.  Bir  sonraki  ziyaret  ettiğimiz  yer  sonra geri dönüş yolculuğu başladı.
        ise Ayasofya idi.Gezi boyunca bu kadar etki-                 Tüm  zamanların  başkenti  olan  İstan-
        lendiğim  bir  yer  daha  olmadı. Ayasofya  öyle  bul’la buluşmamızı sağlayan herkese teşekkür
        bir mekân ki ruhu var sanki. Bu yapıyı Bizans  ederim. Yeni gezilerde buluşmak dileğiyle…
        Kralı  Justinyen  yaptırmış.  Kilise  olarak  inşa
        edilmiş. Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle fethin  Tülay ÇABUKER
        sembolü olarak camiye dönüştürülmüş. Cum- TOBB Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
        huriyetin Dönemi’nde müzeye dönüştürülmüş.

        76
   71   72   73   74   75   76   77   78